Unutulan Kız Çocukları

Posted by Women in Engineering on 3/1/2021

UNUTULAN KIZ ÇOCUKLARI -1- 

 

Toplumsal eşitliğin tanımına bakacak olursak, hiç bir ayrım kabul etmeksizin her bir bireyin yasalar önünde eşit olması durumudur. Yasaların yanı sıra toplumu oluşturan her bir bireyin eşit haklara sahip olması toplumsal gelişimin öncülerindendir.

 

Toplumsal eşitsizlik, toplumsal gelişimin önündeki en büyük engellerden biridir. Hak kavramı, sadece reşit bireyleri değil toplumun her bir ferdini kapsar.

 

Toplumsal eşitsizlik sadece yetişkinler arasında olan bir sorun olarak görülmemelidir çünkü bu eşitsizlik ve ayrımcı dayatmalar çok küçük yaşlarda başlar.

 

Bugün, yazımızda çok çarpıcı bir gerçekten bahsetmek istiyoruz: kız çocuklarının maruz kaldığı eşitsizlikler ve mahrum kaldığı haklar. Tüm insanlığın  temel hakları vardır ve sağlık bunların başında gelir. Her ne kadar sağlık imkanlarının, insan hakları çerçevesinde düşünüldüğünde, herkesin erişimine açık olması gerekse de bugün bu böyle değil. Sizlere uluslararası alanda “kadın sünneti” olarak adlandırılan bir uygulamadan bahsetmek istiyoruz. 

Bugün dünyanın bazı bölgelerinde 

kız çocukları tıbbi hiçbir amaç doğrultusunda olmaksızın ritüel adı altında genital olarak sakatlanıyor. Nedeni ise bölgeden bölgeye değişiyor. Bazı kültürler için kadın sünneti yetişkinliğe geçişin ön koşulu ve kız çocuklarına uygulanıyor .Evlenmeden önce gerçekleştirilmesi gereken bir ritüel olarak görülüyor. Bu uygulamayı yapan kişi, genellikle steril olmayan kesici cisimlerle ,kadınların dış genital bölgesini tamamen ya da kısmi olarak çıkartır. 

 

(genital sakatlama uygulaması sırasında kullanılan materyaller)

 

Kadın genital mutilasyonunun (KGM)  genital sakatlama) dört farklı uygulama şekli vardır ama bütün uygulamaların temel ve ortak sorunları vardır. İlki, steril malzemelerle ve ortamlarda uygulanmaması birçok hastalığın oluşmasına ve yayılmasına neden olmaktadır. 

 

“Olabilecek en ağır tıbbi müdahalelerden biri olduğu gibi, hiç hijyenik değildi. Oradaki tüm kızlarda da aynı kesici aleti kullandılar."

 

Bu uygulamayı yapan sünnetçiler ,genellikle steril olmayan herhangi bir kesici aletle bu işlemi yapabiliyorlar. Bu uygulama sırasında bazen anestezi kullanılabilir fakat sünnetçinin fikri tam tersi doğrultuda ise anestezi uygulanmayabilir. Genital sakatlama sırasında bıçak,ustura, makas ve hatta tırnaklar bile kullanılabiliyor. Bunların yanı sıra kullanılan ürünler sadece bir kere kullanılmıyor. The Lancent dergisinin 2007 yılında yayınlanan bir makalesine göre ugandalı bir sünnetçinin aynı bıçakla 30 kızı sünnet ettiği yazılmış.

 

“Sıradaki, sıradaki' diye bağırıp diğer kızları aldılar sonra.”

 

İkinci temel problem ise bu uygulamaların genellikle eğitim almamış kişiler tarafından bilinçsizce gerçekleştirilmesi sonucunda hayat boyu süren sakatlıklar ve hatta ölümlere sebep olması. Almanya merkezli Terre des Femmes kadın örgütünün verilerine göre sünnet edilen kadınların çeyreği yaşadığı komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu uygulamaya maruz kalan kız çocukları kanama ve enfeksiyon gibi birçok nedenden hayatını kaybedebildiği gibi kronik ağrı, kısırlık, adette düzensizlik sorunlarıyla karşılaşıyorlar ve hatta sadece sezeryanla doğum yapabiliyorlar.

 

 

Birleşmiş Milletler verileri bizlere her yıl yaklaşık  2 milyon kız çocuğunun bu uygulama yüzünden hayatını kaybetme riskiyle karşılaştığını gösteriyor.

 

Bir diğer temel problem ise bu uygulamanın sadece fiziksel sorunları değil psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor olması.

 

 

“11 yaşında 'sünnet' edildim. Büyükannem saf ve temiz olmak için her kızın bunu yapması gerektiğini söylüyordu." 

 

Toplumsal dayatmalar yüzünden birçok kız çocuğu kendini sünnet olmak zorunda hisseder. Bu uygulamanın ritüel haline geldiği bir çok toplulukta, sünnet olmayan kadınların saf olmadığı düşünülüyor. Bu düşünce o topluluktaki kadınlara psikolojik bir şiddet uygulanmasının yolunu açıyor. 

 

 "Köyümde sünnet olmayan tek kız olarak bir çok zorlukla karşılaştım.,. Ailemden kız arkadaşlarımdan sünnet olmam konusunda ve okulu bırakmam konusunda sürekli bir baskı gördüm ve kötü bir örnek olarak gösterildim” - Nice 

 

Kadın sünneti ya da kadın genital mutilasyonu (KGM) amacı kadınların haz için değil sadece üremek için cinsel ilişkiye girmesini sağlayan bir eylemdir ve kadınların cinsel özgürlüğünü ortadan kaldırır. 

 

UNICEF tarafından yapılan en son tahminlerde, 29 ülkede en az 120 milyon kız çocuğunun ve kadının kadın sünnetine maruz kaldığı, 15 yaşından küçük 30 milyon kız çocuğunun halen risk altında olduğu belirtiliyor. Birleşmiş Milletler ise her yıl şubatın altısında bu ritüelin son bulması için çağrıda bulunuyor.

 

Umarız bu uygulama dünyada bir an önce son bulur.

  • Hazal Bektaş & Ebrar Eker